Sivrisineklerin en bilinen özellikleri, yetişkin dişi sivrisineklerin yumurtalarını beslemek için kendilerini kanla beslemeleridir. Daha az bilinen yönleri ise, dişi ve erkek tüm sivrisineklerin çiçeklerdeki nektarlardan beslenmeleridir. Henüz olgunlaşmamış oldukları dönemleri genellikle suda durarak geçirirler. Türüne bağlı olarak larvaları değişik birçok maddeden beslenirler. Birçoğu etraftaki ıvır zıvırdan ve küçük su organizmalarından beslenirler. Bununla birlikte, bazı türleri saldırgandır ve diğer sivrisineklerini yiyerek beslenirler. Yetişkin sivrisineklerin en aktif oldukları zaman, gün batımından gün doğuşuna kadar olan süre olmakla beraber yeterli sayıda bulut gökyüzünü kapladığında ya da karanlık anlarda da ortaya çıkarlar. Susuzluktan kuruyup ölebilecekleri için gün ışığında aktif olmayı tercih etmezler.

Dişi sivrisineklerin kurbanlarının derisini parçalayarak kanlarını emdikleri ağızları vardır. Bu kanlardan yumurta üretimi için kullanacakları proteini elde ederler. Erkek sivrisineklerin ise kan emebilme becerileri yoktur. Aslında acı verici olmasa da sivrisinek ısırığı, insanlarda hastalık bulaştırıcı olarak bir tehlike yaratabilir. Sivrisinek, hortumunu derinin içine soktuğunda küçük ve kırmızı bir şişlik yaratır. Bu şişlikler hafiften şiddetliye değişen güçte kaşıntılar yaratabilirler. Bazı insanlar, sürekli ısırılmaktan dolayı sivrisinek tükürüğüne karşı daha az duyarlı hale gelseler de bazılarında alerjik reaksiyonlar görülebilir. Alerji belirtileri deride kabarcık ve iltihaplanmanın yanı sıra astım da olabilir. Sivrisinekler aynı zamanda sarıhumma, dang humması, sıtma, beyin yangısı gibi hastalıkları bulaştırabilirler ve insandan insana taşıyabilirler.